Bati ülkelerinde Hepatosellüler Karsinom (HCC) nerdeyse her zaman, zaten mevcut olan bir karaciger sirozu temelinde olusur. Karaciger sirozu kavrami altinda anlasilan, uzun yillara dayanan karacigeri hasari ve karacigeri iltihabi (Hepatit) sonucu ortaya çikabilen ve karaciger hücrelerinin tahribiyle seyreden karaciger dokusunun yara seklindeki bir degisimidir.   

Bir Hepatosellüler Karsinom bati ülkelerindeki vakalarin sadece %20 sinden daha azinda bir karaciger sirozu mevcut olmadan meydana gelir. Bunun aksine Güneydogu Asya ve Afrikanin birçok ülkesinde durum tamamen degisiktir: Hepatosellüler Karsinom orada kronik bir Hepatit-B-Enfeksiyonu zemininde ve çogu zamanda önceden komple bir karaciger degisimi (Siroz) mevcut olmadan gelisir.
Kronik Hepatit B-Enfeksiyonunun karaciger kanserine sebebiyet veren etkisi,  Aflotoksin, küf mantari zehri sayesinde daha da güçlenir.         

Karaciger sirozlari ve bir Hepatosellüler Karsinomunun  meydana gelmesinde baslica sebepler, kronik virüs enfeksiyonlari (Hepatit B - Virüsleri: HBV ve Hepatit C-Virüsleri: HCV) ile kronik alkol asimidir. Karaciger hasarina bunun sonucu da Hepatosellüler Karsinoma yol açabilen diger risk faktörleri, dogustan demir metabolizmasi hastaliklari, gidadaki küf mantari ürünleri, sismanlik, diyabet, bazi ilaçlar (seksüel hormonlar) ile bazi kimyasal maddelerdir. Hepatosellüler karsinomun meydana gelmesinde bunlarin haricinde mesleki ve genetik faktörler ile sinirli ölçüde sigara da rol almaktadir.

Bir Hepatosellüler karsinom riskini su faktörler arttirir :

Risk faktörü : Virüs enfeksiyonlari

Hepatit B ve C virüslü kronik enfeksiyonlar dünyanin çogu bölgesinde karaciger sirozu ve karaciger kanserinin en önemli sebepleridir. Virüsler vücut sivilari  
(kan, sperma- ve vajina sivisi, vs.) vasitasiyla bulasir ve bir karaciger iltihabina sebep olur (Hepatit). Kronik Hepatit-B-Enfeksiyonlari öncelikle Asya ve Afrika’da sikça ortaya çikmaktayken, Hepatit C- Enfeksiyonlari ABD, Japonya, Güney Amerika ve Avrupa’da ileri bir problem teskil etmektedir.  
Bir Hepatit B eriskinlerde vakalarin yaklasik %10 unda, bir Hepatit C vakalarin %50 sinden fazlasinda kronik olarak seyretmektedir. Kronik bir Hepatit C-Enfeksiyonunda Hepatosellüler Karsinomun meydana gelmesi genelde 20 ila 30 sene arasi sürmektedir. Kronik bir Hepatit C de zaten bir Karaciger sirozu meydana gelmisse, o zaman yakalananlarin %1 ile %4 ünde bir Hepatosellüler karsinomun gelismesi   hesaba katilmalidir.    
Son 20-30 yilda bati dünyasindaki HCC-Sikliginin artmasi, ilk önce 60li ile 80li yillar arasindaki Hepatit C enfeksiyonlari nedenine baglanmalidir. Hepatit C-virüsü (HCV) ancak 1990li yillardan beri kanitlanabilmektedir. Bu sebeple virüs önceki on yillik sürelerde, istemeden kan üniteleri ve kan ilaçlari ile diger tibbi müdahaleler veya seri asilamalarda bulasabiliyordu.   
Risk faktörü : Alkol tüketimi
Alkol bati ülkelerinde virüs hepatitlerinden (Hepatit C ve B) sonra bir hepatosellüler karsinomun meydana gelmesi için en önemli risk faktörüdür. Uzun yillar süren bir
Alkol tüketimi kronik iltihap (Hepatit) ve karaciger dokusunun tahribine ve bunun sonucunda da karaciger sirozu ve Hepatosellüler karsinoma sebep olabilmektedir.     

Dünya Saglik Teskilatina (WHO) göre büyük ölçüde alkol tüketimi olarak geçerli olan, kadinlarda günlük 10 grama kadar, erkeklerde de 20 grama kadar olan alkol tüketimidir. WHO ayrica haftada 1 ile 3 günün alkol alinmadan geçirilmesini tavsiye etmektedir. Erkeklerde günde 40-60 gram saf alkol karacigere zarar vermek için yeterli olmaktadir. Kadinlar büyük ölçüde daha hassas reaksiyon göstermektedir,    
onlarin karacigeri daha günde 20-30 gram alkol tüketiminde bile tehlike altindadir – yani günlük 0,25 l sarap tüketiminde.

Zaten kronik bir hepatit virüsü B veya C mevcut oldugunda, karaciger alkole karsi özellikle daha hassas reaksiyon göstermektedir. Birçok risk faktörünün kombinasyonu kanser riskinin çogalmasina sebep olmaktadir. Bu sebepten dolayi kronik Hepatit C veya B enfeksiyonlarinda alkol tüketiminden tamamen vazgeçilmelidir! Ayni sekilde temelinde karacigeri etkileyen, demir depolama (Hemokramatoz) veya metabolizma hastaligi yatan karacigeri hasarli insanlara da alkol tüketiminden vazgeçmeleri tavsiye edilmektedir.   
   

Risk faktörü : Beslenme  

Diger bir önemli faktör de kirlenmis gidalarda bulunabilen (örnegin tahil ürünlerinde) küf mantari zehri olan Aflatoksin dir. Ancak bu risk faktörü agirlikli olarak iklimi sicak ve nemli olan tropik ve subtropik ülkelerde söz konusudur; bu risk faktörü Japonya, Avrupa ve ABD de tali bir rol oynamaktadir.
Bunun haricinde Hepatosellüler karsinomun olusumunu kolaylastiran veya önleyen  özel beslenme unsurlari ve diyetler yoktur. Yine de obezite (yaglilik) ve diyabet (seker hastaligi sadece non-alkolik yagli karaciger (NAFLD) veya karaciger yaglanmasi hepatitine (Steatohepatitis: NASH) degil, yüksek bir          
HCC-Rizikosuna da eslik etmektedir.
Epidemiyolojik arastirmalara göre, kahve tüketimi hem kronik karaciger rahatsizliklari, hem de Hepatosellüler Karsinomla daha düsük bir riskle iliskilendirilmektedir. Dolayisiyla karaciger hastaligi olanlara kahve içmeleri tavsiye edilmelidir.


Risk faktörü : Ilaçlar

Seksüel hormonlarin (oral gebelik önleyici, anabol) alimi da karaciger hasarina yol açabilmekte ve bunun sonucu olarak da karaciger tümörlerini destekleyebilmektedir.
Ancak oral gebelik önleyicilerde (Kontrazeptiva) ilaveten bir karaciger hastaligi mevcut degilse – bugünkü dozlarda – risk ancak hafifçe yükselmektedir. Ancak bir kronik Hepatit-B- veya C-Enfeksiyonu mevcutsa, oral Kontrazeptiva alimindan vazgeçilmesi önerilmektedir.

Erkeklik hormonlari da bir karaciger tümörü olusumunu olumlu olarak etkileyebilmektedir. Belirgin bir yüksek risk, özellikle kas gelisiminde (Anabolika) kontrolsüz alinan erkeklik hormonlarinda mevcuttur.     

Ilaçlarin çogunun bir karsinom olusumuna direk etkisi yoktur. Ancak ilaçlar çogu zaman karaciger üzerinden emilip disari atildigindan, karaciger sirozu ve / veya bir Hepatosellüler karsinomun mevcut olmasi halinde, bazi ilaçlar daha düsük dozda alinmali veya bunlardan tamamen kaçinilmalidir.


Risk faktörü: Mesleki yorum

Bazi meslek guruplari daha yüksek bir hastalik riskine maruzdur. Burada söz konusu olanlar, öncelikle daha yüksek Hepatit B ve C enfeksiyon riskiyle baglantili olan  mesleklerdir.  Buna, hastalarin kan ve diger ifrazatiyla temas eden, örnegin  doktorlar, dis hekimleri, asistan ve bakim personeli ile temizlik elemanlari gibi, tibbi alanlarda görevli olanlar dahildir. Bir asiyla Hepatit-B-Enfeksiyonundan korunulabilmektedir.

Yüksek kanser riski bazi kimyasal maddelerle – örnegin bazi çözücü maddeler, bitki koruma ilaçlari veya hasere ilaçlari – sikça temas eden insanlarda da mevcuttur. Bu maddeler solunum, agiz veya cilt yoluyla alinmakta olup, karaciger hasarina bunun devaminda da muhtemelen karaciger kanserine sebep olabilmektedir. Ancak bu gibi maddeler risk faktörü olarak Hepatit C, Hepatit B ve Alkol ile kiyaslandiginda çok düsük bir rol oynamaktadir.


Risk faktorü: Genetik faktörler

Yüksek bir HCC-Riskiyle baglantili muhtelif irsi metabolizma hastaliklari mevcuttur. En sik görüleni, gidadan çogalmis demir alimi sonucu vücutta asiri demir yüklenmesine yol açan, bilinen demir birikimi hastaligidir (Hemokromatoz). Tüm vücutta demir depolanmasiyla yillar boyunca çok sayida organ hasar görmektedir, bunlarin arasinda karaaciger de vardir (karaciger sirozu). Hemokromatoz ve sirozlu hastalarin tahminen %30 unda Hepatosellüler bir karsinom olusmaktadir. Buna karsilik Hemokromatoz erken teshis edildiginde, düzenli kan alimiyla vücuttaki demir miktari azalacak ve karaciger sirozu ve hepatosellüler karsinom gibi sonraki hasarlar önlenecektir.  

Birincil safra sirozu (karacigerin safra kilcal damarlarinda baslayan kronik bir hastalik), otoimmün hepatit, Morbus Wilson (bakir metabolizma hastaligi) veya irsi olan alfa1-Antitripsin-eksikliginde (alfa1-Antitripsin vücudun kendine özgü bir proteini dir) çok seyrek Hepatosellüler karsinom gelisir. Alpha1-Antitripsin-eksikligi ve Morbus Wilson irsi hastaliklardir.

Sonuç

Risk faktörlerinin listesi, sizin kendinizin de hastaliga yakalanma riskinizi düsürmeye  katkida bulunabileceginizi göstermektedir:   
 
•    Sagliniz için her seyden önce asiri alkol tüketiminden kaçinmalisiniz !
•    Hepatit-B ve –C-Virüslü enfeksiyonlar (HBV ve HCV) bir çok yönden uygun tedbirlerle önlenebilmektedir. Bu virüslerin bulasma yollarini bilmeniz bu bakimdan önem tasimaktadir. Hepatit-B ye karsi bir asi ve düzenli asi kontrolü, mümkün olan en iyi korumayi saglamaktadir; HBV-asisi kanser hastaligina karsi ilk etkili koruma asisiydi. Etkin asi korumasi olmayan insanlar için, Hepatit B hastaligi olan insanlarla korumasiz cinsel iliski, özellikle yüksek enfeksiyon riski tasimaktadir. Virüs (HBV) tüm vücut sivilarinda (örnegin kan, sperm ve vajinal sivi, tükürükte) bulunmaktadir. Özellikle üçüncü dünya ülkelerindeki hayat kadinlarinda Hepatit-B-Virüsünden (HBV) hastalanma orani daha yüksektir. Genel olarak cinsel iliskiye girdigi partnerini (kadin veya erkek) sik sik degistiren insanlarda daha yüksek bulasma riski mevcuttur. Hem Hepatit B, hem de Hepatit C ayrica kandan-kana temasla da bulasmaktadir. Meslek geregi hastalarin kaniyla temas eden insanlar, özellikle daha da tehlike altindadir. Igne birçok kisi tarafindan müsterek kullanildiginda, damardan uyusturucu tüketiminde de yüksek bulasma tehlikesi mevcuttur. Yeterli derecede dezenfekte edilmemis cihazlarla yapilan dövme ve pirsingler ile üçüncü dünya ülkelerinde yapilan tibbi müdahaleler de enfeksiyona sebep olabilmektedir. Günümüzde bati dünyasinda depolanmis kan ve kandan elde edilmis koagülasyon ilaçlarindan bulasma orani oldukça düsüktür.   
•    Hepatit-C-Virüsüne karsi su ana kadar bir asilama henüz mümkün degildir. Buna ragmen Hepatit C nin ilaçla tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilmistir.
•    Irsi olan bir Hemokromatoz (demir depolama hastaligi) da da tedbirler alinabilmektedir. Bu hastalik zamaninda teshis edilip tedavi edildiginde,  karaciger sirozu ve Hepatosellüler karsinom gibi sonraki hasarlar önlenebilmektedir. Bu hastaligin erken teshisi bu sebepten dolayi çok önemlidir. Siz veya ailenizin bir üyesi bu hastaliga yakalandiysaniz, ilk dereceli (ebeveynler, çocuklar, kardesler) tüm aile üyelerinin arastirilmasi tavsiye edilir. Laboratuar ve kalitim testleriyle, sizde de bu hastalik için bir soya çekim mevcut olup olmadigi tespit edilebilmektedir. Doktorunuz diger ayrintilar konusunda size bilgi verecektir.

 

Uzmanlik danismanligi:

Prof. Dr. med. Hans Scherübl
Vivantes Klinikum Am Urban
Gastroententoroloji ve Gastrointestinal Onkoloji´nin Müdahaleli Hepatopankreatobilier Tibbî Kliniginin Charité Merkezinin
Akademik Ögretim Hastanesi

Dieffenbachstraße 1
10967 Berlin
Tel: + 49 30 130 225201
Fax: + 49 30 130 225205
Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
vivantes.de/kau/gastro/